Bundan ben diyeyim yirmibeş siz deyin otuz yıl önceydi. O zamanların genç adamı, ben, Görsel Bilim ve Teknik Ansiklopedisini kurcalamaya bayılırdım. Hatta yanılmıyorsam bende bulunan ilk iki cildini artık ezberlemiştim. En önemli konularından biri üç boyuttu. Üç boyutun elde edilmesi için iki göze farklı bilgi göndermek gerekliliğinden tutunda, fiziksel yöntemlerle üç boyut oluşturmaya kadar onlarca farklı konuyu bu dosyadan öğrenmiştim.
Üç boyut bilim ve teknoloji dünyasının yıllardır üzerinde çalıştığı bir konu. Hatta o zaman benim ansiklopediden okuduğum IMAX teknolojisi, şimdi birçok sinemada bulunan bir teknoloji olmaya başladı. IMAX gibi yüksek teknolojiye yatırım yapan markalar sayesinde bugün üç boyut teknolojisi bulunduğumuz her yerde var olmaya başladı.
Önce sinemada, o son derece basit bir tarafı mavi bir tarafı kırmızı gözlüklerle başlayan teknoloji, şimdilerde autostereoscope yani gözlüksüz çalışan billboard ve resim çerçevelerine kadar genişledi. Her ne kadar şu anki autostereoscope teknolojisi sadece birkaç layer yayın veren bir monitör olsa da, bu teknolojinin hem oyun, hem çalışma hayatına katma değer katacağı atlanamaz bir gerçek.
Çalışma hayatında oluşturacağı katma değeri; internetten yediği tokadı daha sonraki teknolojileri hemen kabullenerek kapatmaya çalışan Alman gazetesi Bild’de çok net görebiliyoruz.
Her ne kadar Bild Genel Yayın Yönetmeninin ve Türkiye’de yazdığı köşe yazıları yüzkırk karaktere sığdırılacak kadar bilgisiz sinema eleştirmenlerinin bildikleri ilk üç boyutlu film Avatar olsa da; aslında 1952 yapımı Bwana Devil ve arada yapılan yüzlerce filmin bizi buraya getirdiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle popüler dünyanın bir parçası olsa da olmasa da 3D ve devamında hologram teknolojisini takip etmeye devam edeceğiz.
Red Bull _her ne kadar Türkiye’deki iletişimini hiç beğenmesem de_ global anlamda adrenalin sporlarına verdiği destekle hatta yeni sporların oluşması ile hepimizi son derece heyecanlandırdı. Özellikle Red Bull Air Race ve F1 Takımı (F1 de Türkiye’de iletişimi çok yanlış yapılan organizasyonlardan biridir) gibi alanlarda çok doyurucu bir içeriğin oluşmasına sebep olmuştur. Bu aralar Red Bull Stratos projesi ile hepimizin dikkatini çekmeyi başardı. Uçmak ve hız benim öncelikli zevklerim arasında olduğundan, kabul etmek lazım ki; bu çekimleri izlemekten bile çok keyf alıyorum. Bu konulara gösterdiği ilgi için global anlamda markayı tebrik ediyorum.
Bu ay içinde gelişen önemli organizasyonlardan biri IFA idi. Ne yazık ki bir sağlık problemi yüzünden organizasyona katılamadım. Ancak dergiden tek davetli ben olmadığım için dosyamız geri kalmadı.
Bu arada Microsoft’un Internet Explorer 9’un lansmanını yapması da önemli gelişmelerden biriydi. Ben IE9’un getirdiği bir yeniliği ve arkasındaki felsefeyi çok önemli buluyorum. IE9 ihtiyacı olan sistem kaynağını CPU’dan değil GPU’dan alıyor. Bu nedenle de video render işlemlerini çok hızlı gerçekleştirebiliyor. Bunun felsefik yönden tek anlamı Microsoft’un da tıpkı Apple gibi HTML5’i destekliyor olması. Bu konuyla ilgili gelişmeleri önümüzdeki sayılarda, geniş incelemelerle bulacaksınız.
Sektörün geliştiğini görüyor ve bundan mutluluk duyuyoruz. Bunun olması konusunda da elimizden gelen her türlü desteği vermek bize ayrıca gurur veriryor. Ancak gerek Türkiye’nin gerekse dünyanın yaşadığı krizler bize gösterdi ki; bir ilişki tek taraflı işliyorsa, bu iki tarafında sonunu hazırlar. Tek taraflı devam eden herşey gibi bu ilişki de bir yerinden zarar görür. Bilişim sektörünün bunu göz ardı etmemesini ve sözlerimi teknolojiye 30 yıldır gönül veren birinin, bağımsız öngörüsü olarak algılanmasını rica ediyorum.
NETleşmek üzere…
Önce sinemada, o son derece basit bir tarafı mavi bir tarafı kırmızı gözlüklerle başlayan teknoloji, şimdilerde autostereoscope yani gözlüksüz çalışan billboard ve resim çerçevelerine kadar genişledi. Her ne kadar şu anki autostereoscope teknolojisi sadece birkaç layer yayın veren bir monitör olsa da, bu teknolojinin hem oyun, hem çalışma hayatına katma değer katacağı atlanamaz bir gerçek.
Çalışma hayatında oluşturacağı katma değeri; internetten yediği tokadı daha sonraki teknolojileri hemen kabullenerek kapatmaya çalışan Alman gazetesi Bild’de çok net görebiliyoruz.
Her ne kadar Bild Genel Yayın Yönetmeninin ve Türkiye’de yazdığı köşe yazıları yüzkırk karaktere sığdırılacak kadar bilgisiz sinema eleştirmenlerinin bildikleri ilk üç boyutlu film Avatar olsa da; aslında 1952 yapımı Bwana Devil ve arada yapılan yüzlerce filmin bizi buraya getirdiğini hepimiz biliyoruz. Bu nedenle popüler dünyanın bir parçası olsa da olmasa da 3D ve devamında hologram teknolojisini takip etmeye devam edeceğiz.
Red Bull _her ne kadar Türkiye’deki iletişimini hiç beğenmesem de_ global anlamda adrenalin sporlarına verdiği destekle hatta yeni sporların oluşması ile hepimizi son derece heyecanlandırdı. Özellikle Red Bull Air Race ve F1 Takımı (F1 de Türkiye’de iletişimi çok yanlış yapılan organizasyonlardan biridir) gibi alanlarda çok doyurucu bir içeriğin oluşmasına sebep olmuştur. Bu aralar Red Bull Stratos projesi ile hepimizin dikkatini çekmeyi başardı. Uçmak ve hız benim öncelikli zevklerim arasında olduğundan, kabul etmek lazım ki; bu çekimleri izlemekten bile çok keyf alıyorum. Bu konulara gösterdiği ilgi için global anlamda markayı tebrik ediyorum.
Bu ay içinde gelişen önemli organizasyonlardan biri IFA idi. Ne yazık ki bir sağlık problemi yüzünden organizasyona katılamadım. Ancak dergiden tek davetli ben olmadığım için dosyamız geri kalmadı.
Bu arada Microsoft’un Internet Explorer 9’un lansmanını yapması da önemli gelişmelerden biriydi. Ben IE9’un getirdiği bir yeniliği ve arkasındaki felsefeyi çok önemli buluyorum. IE9 ihtiyacı olan sistem kaynağını CPU’dan değil GPU’dan alıyor. Bu nedenle de video render işlemlerini çok hızlı gerçekleştirebiliyor. Bunun felsefik yönden tek anlamı Microsoft’un da tıpkı Apple gibi HTML5’i destekliyor olması. Bu konuyla ilgili gelişmeleri önümüzdeki sayılarda, geniş incelemelerle bulacaksınız.
Sektörün geliştiğini görüyor ve bundan mutluluk duyuyoruz. Bunun olması konusunda da elimizden gelen her türlü desteği vermek bize ayrıca gurur veriryor. Ancak gerek Türkiye’nin gerekse dünyanın yaşadığı krizler bize gösterdi ki; bir ilişki tek taraflı işliyorsa, bu iki tarafında sonunu hazırlar. Tek taraflı devam eden herşey gibi bu ilişki de bir yerinden zarar görür. Bilişim sektörünün bunu göz ardı etmemesini ve sözlerimi teknolojiye 30 yıldır gönül veren birinin, bağımsız öngörüsü olarak algılanmasını rica ediyorum.
NETleşmek üzere…